Tamam, Cumartesi fetişimi de yazın oraya.
Herkesin bayıldığı kız beni ajanstan almaya geliyor. Asansörde yine dokuzuncu kattaki kıza rastlıyorum. İnene kadar hiçbir şey demeden birbirimize bakıp duruyoruz. Asansörden inince:
- Araban yokmuş galiba. Öyle söyledi bizim kızlar. Diyor.
- Halbuki senin adını bile bilmiyorum. Diye cevaplıyorum.
- Bir yere bırakmamı ister misin? Diye soruyor.
- Çok naziksin. Diyorum. 'Bir arkadaşım almaya gelecekti beni' diyerek etrafta direksiyonunda herkesin bayıldığı manken kızın olduğu aracı aramaya başlıyorum.
- (Dalga geçer bir tavırla) Şu mu arkadaşın? Diye herkesin bayıldığı manken kızı gösteriyor.
- Aa evet. Diyerek uzaklaşıyorum yanından. El sallayarak.
Pembe bir Beetle ha? Bundan daha dişi bir arabanın içine bineceğimi düşünmezdim. Pembe Porsche var mı hiç?
- Hey yakışıklı! Diye sesleniyor bana herkesin bayıldığı manken kız.
- Hummer gibisinden bir şeyler beklemiştim ben ama. Diyorum. 'Bu da güzelmiş.'
- Hammır hummur. Bu daha dişi bir araba. Haydi nereye gidiyoruz? Diye soruyor.
- Çek SantiMetre'ye, güzel bir akşam yemeği yiyelim. Diyorum.
SantiMetre'de akşam yemeği, Ayson'da meyve, oradan YesName'de kafa dinlemeye, sonra Mük çağırdığı için Karaoke gecesine, orada bir sürü insanı ufacık Beetle'a doldurduktan sonra Brooklyn Köprüsünün Altı'na.
Mekana ulaştığımızda arabadan inerken yine dokuzuncu kattaki kız ile karşılaşıyorum. Üstünü değiştirip gece moduna girmiş. Zar zor bacağımı kurtarıp arabadan indiğimde karşıma çıkıyor ve bir süre arabanın içindeki kalabalığa bakıyor:
- Ne çabuk ürediniz böyle, çocuklar da kocaman olmuş. Diyor.
- Beklemezdim senden böyle güzel bir espri. Diyorum.
Tatlı tatlı gülümseyip, içeriye geçerken bana el sallıyor: 'Karşılaşıyoruz nasılsa' diyor giderken. Kulağımın dibinde herkesin bayıldığı kızın nefesiyle birlikte cümlesini de duyuyorum:
- Kim bu kız? Senden hoşlanıyor galiba. Diyor.
Aaah. Başlatmayın beni. Bu gece ilişkiler üzerine konuşmak istemiyorum.
İçeride Macarena'nın çaldığını duyunca Mük'e dönüp 'takvimler mi karıştı?' diye soruyorum.
Mük ise bu müziği duyduğu için çıldırmış gibi bir heyecanla içeriye yöneliyor:
- Ay çok uzun zaman olmuştu duymayalı. Heey makarenaaa. Diye içeriye dalıyor.
Elbette tüm gece içerideki kızlar tarafından süzülüyorum. Herkesin bayıldığı manken kızın 'yeni sevgilisi' rolüyle. Dünya dışarıdan göründüğü gibi olsa idi, dörtte üçü su kaplıydı. Bayılıyorum bu medya tabirlerine.
İnsanlar beni 'herkesin bayıldığı kız bu herifte ne buluyor' bakışı ile izlerken, ben dokuzuncu kattaki kızla neden bu kadar sık karşılaştığımı düşünüyorum. Acaba bir işaret mi bu?
26 Nisan 2009 Pazar
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder