Sonunda Mük'e ulaştım. Ajans içerisinde, bizimkinin 'eski fıstığı'na ulaşmak için bir kıza taviz vermem gerekti ama sonunda başardım. Muhasebe departmanında çalışıyormuş. Bir muhasebe departmanının gördüğü/göreceği/görebileceği en seksi kız olmasına rağmen benim hem iş hem de sosyal hayatımı (aslında bir farkı yok ya, neyse) bitiren kız olduğu için ona karşı çok sinirliyim.
Mük'ün oturduğu evin adresini kızdan aldığım gibi direkt olarak çiçekçiye koşuyorum. Dünyanın gördüğü/göreceği/görebileceği en küçük çiçeği aldıktan sonra aldığım adresin yolunu tutuyorum. Kapıyı tıklatıyorum ve içeriden neşeli bir 'kim o' sesi geliyor ve kapı açılıyor: Karşımda dünyanın en neşeli Mük'ünü görüyorum.
- (Bozuk bir sesle) Mük, ben seni hiç bu kadar neşeli görmemiştim. Diyerek elimdeki minicik çiçeği ona verip sırtımı dönüp uzaklaşıyorum.
- Dur! Diyor arkamdan.
Üzerine nevresim takımından apartılmış gibi görünen bir uzun bornoz veya gecelik (her ne halt ise) giyerek peşimden geliyor.
- Sana gerçekten küstüğümü mü düşündün JC? Diyor.
- Elbette, diye öyle bir bağırıyorum ki elleriyle ağzımı kapatıp beni susturmaya çalışıyor.
- Biraz kafa dinlemek için bahane bulmam lazımdı ama. Diyor.
Tabii ki buna şaşırmıyorum, şaşıramıyorum çünkü ben şaşırma yeteneğini çoktan kaybetmiş bir nefer oluyorum. Aklımdan binlerce düşünce geçerken (mesela 'eski fıstığını' benim evime gönderip, bana bir güzel içirtip, beni sarhoş edip, benimle birlikte olmasını sağlamasından başlayarak derin düşüncelere dalıyorum) bizimkisi apartman boşluğunda bana bir şeyler anlatıp duruyor. Bakışlarım onun üzerinde ama aklım orada değil. Vücudum apartman boşluğunda ama ruhum orada değil. Ruhum dünya üzerinde bir yerde ama bu galakside değil...
- İyi oynadım ama değil mi? Diye sorduğu anda dünyaya geri dönüyorum.
- Zevk aldın mı diye sormuştun ya hani bana. Diyorum.
- (Hiçbir şey söylemeden gözlerini yüzümde dolandırıyor birazcık ve) Sonuna kadar zevk aldığını biliyorum. Süperdir o. Diyor.
Diyeceğim şeyden vazgeçip 'ben ajansa dönüyorum' diyorum:
- Boyalı BB'ye bu durumu iletip seni Müştem'lerin odasında sürgüne gönderme cezası vereceğimi de belirtmiş olayım. Diyorum.
Sonra hatırlıyorum ki, Boyalı BB benden çoook uzakta ve şu anda 'soğuk' ve de 'profesyonel' bir ilişki içerisindeyiz, yani 'ilişkisiz', 'ilişiksiz'.
Sevgili okurlarım. İşte bu dünyanın hali böyledir. Siz baş ağrınızı geçirmek için ne yapacağınızı düşünürken, yanınızdan geçen birisinin en büyük derdi çişini yapacak minik ve temiz bir pisuar bulamamaktır. Bu durumda benim beynimde bir tümör varken, en yakınımdaki insanların derdi sakız çiğnerken ağzından ses çıkartan ve hayatında bir daha hiç görmeyeceği bir insandır.
Mük geri geldiğine göre. Kaldığımız yerden oyuna girebiliriz.
13 Nisan 2009 Pazartesi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder