- Beni burada bırakıp birlikte kaçacaksınız değil mi? Diyorum.
- Bu Mük denilen kız tüm kadınlarımı alıp götürecek elimden! Diye cıyaklıyorum (elbette taklit yapıyorum yoksa böyle bir korkum olduğundan değil.)
Ayrıca Mik'in de öyle olduğunu öğrendim. Evet, ne var bunda? Adam harika bir kadın bulmuş ve iş hayatında bunu gizlemesi gerektiğini düşünerek evlenmiş(!). Aloe'yle nasıl tanıştıklarını soramadım Aloe'ye. Mik'e sorsam, benim çok şey bildiğimi düşünerek beni öldürmeye kalkar mı acaba?
Ah evet, çok paranoyak duygular içine giriyormuşum gibi görünüyorum ama hayır, hayat çok güzel.
Ah evet, çok paranoyak duygular içine giriyormuşum gibi görünüyorum ama hayır, hayat çok güzel.
Mük'ün sadece kızlara ilgi duyduğuna inanmıyordum ilk başta ama nedense bu hikayeye bir tane bile erkek karakter girmiyor, telefon defterinde neredeyse hiç erkek yok ama benimle neden bu kadar rahat olduğunu merak etmiyor değilim. Harika bir insanım tabii ki. Ondandır. Üstelik birlikte çalışması çok eğlenceli biriyim. Farkındayım. Hayır. CV'nizi falan yollamayın bana. İşe alma kısmına Boyalı BB bakıyor. Painted BB. Hahaha.
Koskoca bir arabanın bagajını doldurmuş halde eve geliyorlar. Kapıda karşılıyorum onları:
- Market arabalarına sığamayan çiftleri gördüğümde evin bir yerinde pamuk prenses ve yedi cüceleri gizlediklerini düşünürdüm hep. Diyorum.
- JC masal anlatacağına yardım eder misin, diye bağırıyor Mük.
Patronuna bağırabileceğin kaç tane iş dalı vardır ki? Ah, istifa ettikten sonraki bağırmanı demiyorum şapşal kafalı. Elbette vardır ama ben legal sektörlerden söz ediyorum. Ne? O da mı legal sektör? Ne zaman oldu? Bu arada senin kafan sırf bel altına çalışıyor evlat. Git bir reklam ajansında ya da PR ajansında çalış!
- Ben yardım edemem, hastayım. Dinlenmem gerekiyor.
- Hasta falan değilsin, diye bağırıyor Mük.
- (Ben de bağırma taklidi yaparak) Bana sevgilimin yanında bağırma pis sürtük! Diye bağırıyorum. O sırada karşı komşum olan yaşlı hanım posta kutusundan aldığı katalogları ile evine doğru giderken duydukları karşısında irkiliyor. El sallıyorum ona. El öpme pandomimi yapıyorum. Benim manyak bir insan olmak ile iyi bir insan olmak arasında teleferik seferi yaparmış gibi gidip geldiğimi düşünüyorlar. Ah düşünsünler. Sonuçta ben iyi biriyim. Joanne'imin elindeki eşyaları alıp mutfağa kadar taşıyacak kadar iyi, elindekileri düşürmesi için Mükemmel Asistanıma çelme takıp düşürecek kadar kötü bir insanım.
- Sarımsak aldınız mı? Diye soruyorum.
- Zıkkımın kökünü ye JC. Diye bağırıyor Mük.
- Çok aksisin bugün. Dün akşam hiç de öyle değildin sevgilinin yanında. Üstelik beni kıskandırma malzemesi olarak kullanmaktan da bir saniye bile çekinmiyordun. Diye bağırıyorum. Evin içinde olduğumuz için sesin dışarı çıktığını sanmıyorum ama eğer evin içinde gerçekten bir dinleme cihazı varsa, beni dinlemekle yükümlü bu adamın postacı kılığında kapıma kadar gelip beni görmek istediğini düşünmüyor değilim.
- İkiniz de kapayın çenenizi ve mutfağımdan defolun. Diyor Joanne. Ama o kadar sevecen bir şekilde söylüyor ki bunu, bir saniye sonra ikimize de sarılıp 'canlarım beniiiim' diye gönlümüzü alacak kadar şefkatli duruyor.
Bir saniye duruyorum. Böyle bir şey olmuyor.
Mük'ün üzerindeki tek sağlam duran kıyafet olan kısacık kot şortunun belinden tutup onu salona doğru çekiyorum. Kolunu omzuma atıyor. Sanki az önce bağırışıp çağrışan insan evlatları biz değilmişiz gibi kardeş kardeş salona geçiyoruz. Koltuğuma oturuyorum.
- Özür dilerim JC, diyor bana. Sonra babasına sarılan bir kız çocuğu gibi gelip bana sarılıyor. Öylece kalıyor.
- Bir şey değil evladım, diyorum. Arada olur böyle şeyler.
- Büyüksün Orhan Abi, diyor bana.
Joanne geliyor birazdan yanımıza. Mük'e 'hey hey, bana da bırak biraz ondan' diyor ve öbür yanıma da o uzanıyor. İkisi de bana sarılmış halde duruyoruz. O sırada televizyonun yanındaki koltukta bir şey üçümüzün de dikkatini çekiyor:
- JC, şu televizyonun yanındaki şey bir jartiyer askısı mı?
Ah Salvation Army gelse de şimdi şunu oradan alsa.
- Evet diyorum, French Maid Army buradaydı dün gece. Alkolü fazla kaçırmışlar herhalde.

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder