Bugün Madam De Le Patronaj geldi. Ajanstaki arkadaşlar JC'nin iyileşmesi için iyi dileklerini göndermişler. AJ organize etmiş ajanstakileri. Her biri bir not göndermiş. En uzun not sidik içen çocuğa ait. Şöyle yazmış (ben de böylece öğrenmiş oldum hikayeyi)
'Bundan birkaç ay önce, ajansta çalışmaya başladığım ilk gündü. İşe kabul edildiğim için büyük bir heyecanla gelmiştim ve ajans içinde kimin ne yaptığını anlamaya çalışıyordum. Gözüme ilk çarpan kişi JC bey olmuştu. Kreatif grupla bir ilgisi olmadığını biliyordum ama hangi grup ile ilgisi olduğunu çözemiyordum bir türlü. Müştem grubu ile kavgalıymış gibi görünüyordu ama müştem grubundakiler de ona bayılıyordu. Kreatif gruptakiler ondan çekiniyordu ama yine de seviyorlardı. Bu adam kimdir acaba derken, sebilin olduğu yerde durmuş gözlerini şahin gibi bana dikmiş beni incelerken gördüm. Vampir gibi bardak bardak su içip bana bakıyordu. Sonra elinde iki bardak olduğu halde lavaboya daldı. Birkaç saniye geçmiştir herhalde, bir anda yanımda belirdi: 'Evlat!' dedi bana. Hiç beklemediğim bir anda yanımda belirdiği için korkmuştum. Buyrun JC bey dedim. Evlat derkenki sert ses tonu ona ait değilmiş gibi yumuşak bir şekilde 'Lütfen bana JC de ya da bana JC de lütfen' dedikten sonra tekrar eski ses tonuna dönerek 'elimde tuttuğum bardaklardan birinde sidik var' dedi. Ben daha ne demek istediğini anlamamışken devam etti: 'Şu anda bu bardaklardan birini seçip içmen gerekiyor' deyince şaşkınlığım iki kat arttı. 'Haydi akşama kadar seni bekleyemem, hemen bir tanesini seç ve iç' dedi. Hızlı bir düşünce ile serin olanını seçmeye çalıştım ama ikisi de aynı serinlikteydi. Kağıt bardaklardan bir tanesini aldım elime, tam ağzıma doğru götürürken 'dur' dedi. Durdum. 'Ne olursa olsun o bardağı içecek misin' diye sordu. 'Evet' dedim kararlılıkla. 'Bravo,' dedi 'şimdiye kadar sidiği içtikten sonra düşünce şeklini değiştirmesi gerektiğini öğrenen bir sürü insan oldu burada' dedikten sonra 'haydi iç şimdi' dedi. İçtim. Suydu içtiğim. 'Teşekkür ederim güvenin için' dedi gülümseyerek. 'İkisi de su idi, merak etme' deyip bana bu testi sidik dolu iki bardak arasında yapabilecek tek kişi olduğunu söyledi ve onun da burada çalışmadığını söyleyip gitmişti. O günden beri JC'ye kanım kaynamıştır. Fazla yüzgöz olmayı sevmez ama her zaman beni şaşırtan bir insan olmayı başarmıştır. Çabuk iyileş ve aramıza dön JC.'
Bu yüzden mi ona sidik içen çocuk diyor yoksa çocuğun adını hiçbir zaman aklında tutamadığı için mi merak ediyorum.
AJ'nin notu:
Evlat, haydi artık takımı kurmamız ve çalışmaya başlamamız lazım. Kaldır kıçını ve buraya gel.
AG'nin notu:
Ölmeyeceksen söyle de şu bahsi kapatayım artık. Kimse para yatırmıyor bu bahse. Zaten bana hiçbir faydan yok. Müşterilere eski sevgilim olduğunu söylüyorum. Umarım senin için mahzuru yoktur. Hahahaha.
Boyalı BB'nin notu:
JC'ciğim lütfen iyileş ve aramıza dön artık. İşbitiricimiz olmadan yürümüyor işler. Ne demek istediğimi anlarsın.
Büyük Patron'un notu:
Yıllardır bir kere bile hastalık izni kullanmadın da şimdi hepsini mi kullanıyorsun? İkinci bir asistana ihtiyacın varsa bana söylemen yeterli. Fikrini almam gereken birkaç iş var. İşten kaçacağını hiç düşünmezdim. Gaza gelmedin mi hala?
Bir not da benden olsun:
JC, kaç gündür evdeyiz, canım sıkıldı artık. Ofise gidip sıradan abuk sabuk günleri yaşamak istiyorum. Söz veriyorum sana daha fazla yardımcı olacağım. Haydi kaaaaalk.
Madam De Le Patronaj bir süre takılıp gitti. O gittikten sonra JC'nin gözleri hafiften açıldı ve:
- Burada ne işim var benim. Çıkarın beni buradan. Diye bağırdı bana. Joanne lavabodaydı o sırada. Zaten benden başka kimseyi fırçalamıyor bu herif. Off bıktım senden JC.

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder