Pazar sabahı gazete bayindeki tüm gazeteleri alıp çöpe attıktan sonra kendimi bir kahveye attım. Bir sahil kahvesi. Kıraathane dedikleri cinsten bir yer ile Starbucks arasında kalmış bir yer desek daha iyi. Kahvemi yudumlarken kahve gibi sıradan bir içeceğin nasıl bir iş dalı olduğunu düşünmeye daldım. Neden portakal suyu kahve gibi global bir mesleğe dönmüyor? Neden sadece kahve? Tamam, biz ayrıca 'çay'dan bile kendimize iş dalı çıkartmışız ama neden portakal suyu veya sadece şerbet değil. Şerbet içilebilecek mekan yok. Peki neden sadece bir adamın sırtında taşıdığı ibriğin içinden içilmiş hep bu meret?
Pazar günleri, sağlıklı şeyler düşünmeniz veya herhangi bir şeyi düşünmemeniz için Cumartesi akşamları çılgınlar gibi eğlenmek gibi bir yol bulmuş insanoğlu. Bunu yapmadığınız zaman, aha işte benim gibi bir Pazar günü yaşayabilirsiniz. Ah nefret ediyorum bu Pazarlardan.

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder