8 Haziran 2009 Pazartesi

cehennem pazartesi

AJ o kadar dert yandı Cuma akşamı ama işte Pazartesi günü, bir şekilde ulaşıyor hayatımıza, kaçış yok.

Dünyanın en sevimsiz ikinci günü, dünyanın en sevimsiz olaylarının yaşandığı günler arasına da giriyor: AG kaltağı herkesin ortasında CD ile kavga ediyor. Öyle böyle değil resmen yumruklu ve kanlı bir kavga. CD'nin ağzı burnu darmadağın, AG sürtüğünün saçları darmadağın, gözleri morarmış halde.

Gördüğüm sahnenin ardından bir ikileme düşüyorum. Ya işbitiricilik özelliklerimi hatırlayıp kavgayı ayırıp tarafları toparlayacağım ya da hiçbir şeyi umursamadan oradan kaybolup gideceğim.

Elbette ikincisini yapıyorum. Bir sürtüğün kavgası ile ilgim yok. Peki CD'nin kavgası? Ah 'kavga' başlığı altına taşınana kadar ilgimi çeken bir paragraf olabilirdi ama bu saatten sonra dönüp okumaya vakit ayıramayacağım bir kitapçık haline geliyor. 
- Mük, haydi sana güzel bir öğle yemeği ısmarlayacağım. Dışarı çıkıyoruz. Diyorum ve Mükcüğümü o pis cehennemden alıp çıkartıyorum.

Asansörde dokuzuncu kattaki kızla karşılaşıyoruz. Mük'ü öyle bir inceliyor ki baştan aşağı: 'Amanın!' diyorum 'bu kızla en azından birkaç şansım var'. Peki Mük'ün bu 'scan'den haberi var mı? Dokuzuncu kattaki kızın ondan haberi olduğu kadar fazla değil tabii ki.

Hiç yorum yok: