Çok iyi bir reklamcı olmayabilirim. Çok süper bir stratejist olmayabilirim. Feci derecede kreatif bir CD olamayabilirim. Hatta sıradan bir ajans patronu bile olmayabilirim ama dünyanın en süper partileri bende. Dünyanın demeyelim haydi: Istanbul'un en süper partileri bende.
Bu partiyi kim organize ettiyse... Dokuzuncu kattaki kız, Madonna, ilkokuldayken aşık olduğum sarışın kız Neşe ve Kate Moss yok ama davet etmek isteyeceğim -neredeyse- her kadın burada. 'Monica Bellucci var mıydı' diye soran ukala okura cevabım ise burada: 'Aha işte bak, şuradaki French Maid zaten onun aynısı. Orijinalini bırak, replikasını bile rüyanda göremezsin o yüzden kapa çeneni ve defol bu hikayeden'.
Eve sığamadığımız için bahçeye taşıyoruz ve komşum Aloe Vera da kız kardeşi ile birlikte katılıyor partimize ve hiç 'bana haber vermeden parti mi organize ediyorsun JC' gibisinden salak bir cümle kurmaksızın.
Karşımda AJ'i görünce sarılıyorum. Johnny Depp'i görseydim koridorda bu kadar sevinmezdim herhalde. Boyalı BB bile en 'hafif' hali ile katılıyor aramıza. 'Artık kasmıyorsun ha' diye soruyorum sadece öperek cevap veriyor. Madam De Le Patronaj ile Mük sanki ilk defa o gece tanışıyorlarmış gibi birbirlerine mesafeliler (veya başkaları var diye öyle davranıyorlar, bilmiyorum), Boogie köşeye geçmiş bir şeyler dumanlıyor, BB'nin şeker asistanı, erkek arkadaşı olduğunu sandığım bir çocuk ile gelmiş ama çocuk galiba AJ'yi kesiyor. Böyle bir karmaşa işte.
Peki hiç aklıma bunun bir rüya olabileceği geldi mi? Kendimi hiç çimdiklettirdim mi?
Asla. Yani çimdiklettirdim ama sadece kompliman olsun diye:
- Bu kadar müthiş bir güzellikle karşılaşacağımı sanmazdım hanfendi, lütfen beni çimdikler misiniz, ardından tanışacağız! (Gülmeyin! 'Worst pick-up lines' listemde ilk sırada değil tabii ki. Onları da sayacağım size.)
Gerisi anılarımda kalsın, bu kadarcık kısmını bile anlattığıma şükredin.
13 Haziran 2009 Cumartesi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder