Bir insan Cuma'ya ulaşmaktan başka neyi bekler ki hafta boyunca. Cumartesi'yi mi? Boktan Pazar'ı mı?
Ben de Cuma'nın gelmesini bekledim. Haftasonu için 1001 Gece Otelleri'nde 'torpilli' bir misafirliğim olacak ama bunun için hazırlanmam lazım.
Cuma günü, akşama doğru ajansı terk etmeden önce Mük sayesinde herkesin nerede, ne yapıyor olacağını öğrendim. Bazılarının nerede olacağını öğrenemiyorsunuz: Mesela AG sürtüğü. Her an her yerde karşınıza çıkabilir. CJ kılıklısı mesela, Nişantaşı'nın arka sokaklarında bir yerlerde -aklınca- 'saklanır'. O yüzden oralarda hiçbir zaman takılmam.
Sizin de başınıza gelir mi, bilmiyorum: Saat 18.00'e doğru hiçbir programınız yok iken üst üste gelen mesajlar ve telefonlar ile tüm geceyi dolduracak programa sahip olursunuz bir anda! Oldu işte.
Bu gece birilerini ekmek zorunda kalacağım. Kimleri ekeceğimi bilmiyorum. Tamam yalan söyledim, biliyorum: Üç dakikadan fazla sessiz kalınacağını düşündüğüm davetleri ekeceğim.
Mük ben çıktım. Cumartesi 1001 Gece Otelleri'nde olduğumu kimselere söyleme, sadece sen bil.

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder