Sıradan bir Pazartesi. Pazartesi için ne kadar üzücü bir durum, öyle değil mi? Pazartesi'nin bundan haberi varsa tabii ki.
Önemli olan, müştem grubu ile kreatif grubu temsilen CD'nin henüz kıvılcımlanan kavgasını izlemek: Acı veriyor. Şimdiye kadar bu filmi kaç kere izledik, sayamadım. Bu savaşların hiçbirini de CD'ler kazanmadı. Bunun farkında mı acaba CD?
Boyalı BB ise ayrı bir vaka: İnsanlar genelde mahçup oldukları kişilere karşı susmayı ve olayın üstüne gitmemeyi tercih eder. Ben de aynen bunu yapıyorum fakat Boyalı BB'ciğim aynı durumda karşı tarafın alacağı pozisyonu almayarak, beni şaşırtıyor. (Yapmayarak, tutmayarak gibi tabirlerin halk arasında ne kadar sakıncalı olduğunun farkındayım. Rüzgarın estiği yöne çekmeye çalışıyorum küreklerimi. Öte yandan siz de, burasının 'halk arasında' bir yer olmadığının farkındasınızdır herhalde.)
Pazartesi günleri ofisten kaçmak güzel bir çözüm. Kendimi eve atıyorum. Haftaya iyi bir başlangıç. Fakat bunu yapmak için öncelikle neden sabahın köründe ajansa gittiğimi sormayın. Ben de bunu döndükten sonra fark ettim. Olur arada böyle dalgın vakitler.
- Mük, arayanlara, boşandığı karısının dördüncü nikahına katılmaya gitti diyebilirsin. Çocuklara bakmak zorundaymışım. (Uydur uydur dur. Uydurdukların gelip seni ısırana kadar.)
11 Mayıs 2009 Pazartesi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder