Cuma akşamı ofisi terk etmeden önce Boyalı BB'nin binadan ayrıldığından emin olmam gerekiyor. Dikkatleri dağıtmak için, Mük'ün üzerine yoğunlaşıyorum.
- Madam De Le Patronaj ile aranızda bir şey mi var sizin? Diye soruyorum.
- Ah manyak bir kız o. İnan ki sadece ofisteyken aramızda bir şey var: Kumaş.
Cümleyi tartıp, anlamaya çalışıyorum. Bu kızın benimle çalışmaya başlamadan önce de böyle karmaşık cümleler kurup kurmadığını merak ediyorum. Bunu en iyisi annesine sorup öğrenebilirim ama annnesini tanımıyorum bile.
- Annen hayatta mı? Diye soruyorum.
Cevap vermiyor bile.
- Yani demek istiyorsun ki, Madam De Le Patronaj ile aranızda tensel bir ilişki var.
- (Yüzü resmen ilk aşkını yaşayan ergenlik çağındaki güzel bir kızınki gibi heyecan taşıyor) Ah evet JC. Aramızda kalacak değil mi? Diye ekliyor.
Aynaya bakıyorum cevap vermeden önce. Giyiniğim. Giyinikim. [Of daha önce hiç 'giyinikim' yazmadığım için nasıl yazıldığından bile emin değilim. Neyse.]
Haftasonu kahvaltısından sonra ikisinin de neden ortadan kaybolduğunu hatırlıyorum bir anda. Gözümde canlandırmaya çalışı...
- Hayal etmeye çalışarak alnını boşuna kırıştırma JC'ciğim. Tahmin bile edemezsin.
Yaşam enerjisi vermiş kıza anlaşılan. Bir de Madam De Le Patronaj tarafını yoklamak lazım.
Bakın, nasıl da dikkatleri üzerimden bambaşka yerlere çektim değil mi? Harikayım. Biliyorum.
Resepsiyondaki kızlardan birine rüşvet vermiştim. Telefon geliyor:
- BB binayı terk etti.
- Harika. Seni o çocukla yemeğe çıkartacağım. Söz.
Sevinerek kapatıyor telefonu. Rüşvet dediğimde kendi özkaynaklarımı kullandığımı falan mı sandınız? Delisiniz.
Cuma akşamı partisi yapmaya gittim. Herkesin bayıldığı manken kız çağırmıştı. Arkadaşça.

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder