23 Mayıs 2009 Cumartesi

büyük patronla öğle yemeği

Bütün Cumartesi günüm neyi düşünerek geçti biliyor musunuz? Anlatayım:

Cuma akşamı ofisten çıkarken dokuzuncu kattaki kız ile karşılaşıyoruz yine. Son olarak ona dediğim öküzce sözlere rağmen sanırım benden hala nefret etmiyor.
 
Bu kadar sevimli olmak zorunda mıyım diye soruyorum bazen kendime. O kadar aptal sözler etmeme rağmen hala etrafımda kusurlarımı görmezden gelerek benden tatlı selamlarını esirgemeyen insanlar var.
- Geçen günkü salak laflarım... Diyorum ve parmaklarını dudağıma koyarak susturuyor beni.
- Salaklığın yakıştığı nadir insanlardansın. Diyor.

Bu cümleden ötürü bozulacak bir sürü insan tanıyorum. Sadece 'tanışıklık' kıvamında tabii. Yoksa böyle herhangi bir şeye bozulacak insanlarla arkadaşlık falan ettiğimi düşünmüyordunuz değil mi? Çok fazla arkadaşım yoktur.

Ben neyi düşündüm peki? 'Acaba bu kız bana asılıyor mu?'.

İnanın tüm Cumartesi günüm bunu düşünmekle geçti. Halbuki Büyük Patron beni öğle yemeğine çağırmıştı. Yeni nişanlısı ile tanıştıracakmış! Tanıştım sanırım ama adını hatırlamıyorum. Madam De Le Patronaj ne için var? Değil mi?

Hiç yorum yok: