21 Temmuz 2009 Salı

salı kahvesi

Reader writer meselesini açıklayayım artık.

Kadınları istediğiniz kadar 'ikiye' ayırabilirsiniz. CJ puştuna göre kadınlar 'ona verenler ve vermeyenler' olarak ikiye ayrılabilir. AJ'e göre 'okuyan kadınlar ve okumayan kadınlar' olarak ikiye ayrılabilir. AG sürtüğüne göre 'akıllı ve akılsız kadınlar' olarak ikiye ayrılabilir. Mük'e göre 'güzeller ve çirkinler' olarak ikiye ayrılabilir. Bu liste böyle uzar ve gider.

Ha bu arada Kro'ya göre kadınlar, orospular ve orospu olmayanlar olarak ikiye ayrılır: Orospu olmayanlar listesinde bulunanlar öteki kategoriye geçebilir ama orospular kategorisindekiler ağızlarıyla kuş tutsalar 'orospu olmayanlar' kategorisine geçemezler.

Böyle bir dünyadır işte içinde yaşadığımız saçmalıklar.

Benim teorime göre kadınlar reader ve writer olmak üzere ikiye ayrılabilir. Reader'lar sadece sizi 'okurlar'. Okumak derken her anlamda okumaktan bahsediyorum. Canınıza da okuyabilirler, sizi bir kitap yerine koyup satır aralarına kadar her yerinizi de okuyabilirler. Daha çok sizi dinleme halindedirler. Anlattıklarınızdan sınava sokarsanız, sınav sonuçları hep 100 olacaktır. Onlara söylenebilecek en tehlikeli cümle 'haydi bir şeyler anlat' cümlesidir. Genellikle 'ne anlatayım' diye sorarlar çünkü okumaya alıştıkları için, sorulduğunda iki satır cümle yazamazlar. Bunun için biraz zorlamanız gerekir.

Writer'lar ise devamlı size bir şeyler yazarlar. Okuma işlemini de yaparlar elbette arada bir ama genelde kendi içlerindeki şeyleri size yazmakla vakit geçirirler. Okumayı seviyorsanız, onların size yazdıkları şeyleri okuyarak bir ömür geçirebilirsiniz. Yani daha çok 'ben şunu yaptım, bunu ettim' gibisinden anlatıp duran, sizi pek fazla dinlemeyen kadın tipidir bu. Dominantlık ile birleştiği zaman kaçılması gereken bir içerik ortaya çıkmış olur. Etraflarında bir dünya oluşturmak için çabalarlar. Dünyanın kendi kontrollerinde olmasından zevk alırlar. Çevrelerini kendileri inşa ederler. Size yazdıkları şey ise daha çok 'sizin nasıl davranmanız gerektiği' üzerine çeşitlemelerdir. Ne istediklerini bilen kadınlar olarak görünmekten hoşlanırlar. Fakat şunu hiçbir zaman yazamazlar ki 'kadınlar aslında ne istediğini hiçbir zaman bilmez. Biliyormuş gibi görünmek onlar için yeterlidir.' Neyse.

Aslında daha derin bir teori fakat şu anda sadece ufak bir özet geçebilirim size. Derine girmek damarlar için de iyi olmayabilir. Basınç açısından...

Dokuzuncu kattaki kız ile kahvemizi yudumlayıp muhabbet ederken devamlı olarak bunu ölçmeye çalışıyordum. Bazen 'aha işte tam bir writer' derken, iki dakika sonra 'yok, aslında bir reader'mış' diyordum.

En iyisi ben bir süre daha, tipik bir reader olan Deniz Kızı Kerastes ile takılayım biraz.

Hiç yorum yok: