14 Mart 2009 Cumartesi

cumartesi gecesi ateşi

Mük ve Madam De Le Patronaj ile birlikte Brooklyn Köprüsünün Altı'nda buluyorum kendimi. Sanırım bir medya daveti olsa gerek bu çünkü içeride hiçbir müzik sesi yok. Alttan 'yemek müziği' dedikleri salak şeylerden biri çalıyor.

Bir anda ışıklar kısılıyor, o aptal 'yemek müziği' kesiliyor, insanların birbiriyle konuşmalarından oluşan rabarba bile duruyor. Yüksek bir perdeden Movie Star çalmaya başlıyor.

- Bu akşam müthiş başladı, harika devam etsin ve muhteşem bir şekilde bitsin. Diyorum.

Ruhsuz insan grubu hafiften hareketlenmeye başlıyor. Işıklar sönünce, osuruk darbukası çalmaya başlasanız bile insanlar oynuyor. Bu yüzden sinema salonunda dinlenilen bir konser insanları etkiliyor. Sana söylüyorum! You. Too.

- 'You'll be director, and i'll be your movie star' diyerek müziğe kaptırıyorum kendimi. Madam De Le Patronaj'a bu cümleyi kurunca... Garip oluyor tabii ki.
- Film sözünü unutmadım, diyor kulağıma.
- Söz mü verdim?
- Pis çapkın, deyip kahkaha atıyor. Tabancayı ilk çeken kişi olmak, piyasaya ilk girişi yapan firma olmak gibi güzel bir his.

O sırada omzuma bir el dokunuyor. Kafamı çevirip bakıyorum: Dokuzuncu kattaki kız.
- Her yerde karşılaşacak mıyız seninle böyle? Diyor.
- Aynı okuldayız bebek. Diyorum.
- Bebek, diye tekrarlıyor dediğimi gülümseyerek ve kendini müziğe bırakıp uzaklaşıyor yanımdan.

Medyacılar, diyorum içimden. Görüntünüz güzel olmasa, etrafta ne iş yaptığınızı sorgulayacağım ama şimdiye kadar hiç böyle bir ihtiyaç hissetmedim.

En iyisi kendini şarkıya bırak evlat. [Evlat mı? TRT'de western kuşağı başlıyor. Pis CD. Git yeni laflar öğren artık.]

- We'll make a movie, we'll break into cinema

Hiç yorum yok: