AJ ile çoktandır müzik yapmadığımızı fark ediyorum. Atlayıp prova salonuna gidiyoruz. AJ facebook'tan duyurusunu öğlen saatlerinden itibaren yapmış olduğu için akşamki kalabalık fena değil. Yeni bir gitarist bulmuşlar. Onu da test etmiş oluruz.
İçki servisi başlıyor. Kafalar biraz daha toplanmaya başlıyor.
Bateristleri de fena değil. Biraz da gitar mı denesem acaba diyorum. Yeni çocuk beni hafiften gaza getiriyor. Anladığımız kadarıyla Van Halen'ımızın bir rakibe ihtiyacı var bu gece:
- Satriani değilim ama deneriz bir şeyler, diyorum.
Hung in a Bad Place'i deniyoruz. Bir iki deneme sonrası herkes rolünü benimsiyor ve mikrofondan duyurumuzu yapıp başlıyoruz. Ritim gitarda fena değilim bugün. Yeni çocuk baya iyi ama. Bilhassa soloyu duyduktan sonra bu hisse daha fazla kapıldım. Vokaldeki çocuk da iyiydi baya. Mikrofonu Liam gibi yüksekte tutup altına eğilerek söylemesi pek özgün bir adam hissi vermedi ama iyi bir imitasyondu.
- Nerede çalışıyosun? Diye soruyorum gitarist çocuğa ve cevap olarak hiç tahmin etmediğim bir yer söylüyor: Müşteri tarafında, üstelik marketing bile değil. Production adamı. Kesin mühendis!
O gece kendimi bateride de o kadar iyi hissetiyorum. Bir gün öncesindeki istatistik başarısızlığımı da hatırlayınca Cuma gecesi çekilmez bir hal alıyor.
Dikkatimi dağıtıp kendimi iyi hissetmek için Madam De Le Patronaj'ı da yanımıza alarak Mük'le birlikte takılmaya çıkıyoruz. Rock'tan çıkıp Eurodance'e atıyorum kendimi. Biliyorum. Tuhaf bir adamım ama hayatın zevklerinin çoğunun farkındayım.
20 Kasım 2009 Cuma
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder