19 Ocak 2010 Salı

dertler

Müşteri grubundaki hergelelerden biri kapıdan gelip:

- Akşam orci var JC, geliyor musun? Diye soruyor ve cevabımı bile almadan fırlıyor odadan dışarı.


Takım elbise giydikleri için biraz respect kazanmışlar.

- Doğru mu duydum ben? Diyerek içeriye geliyor Mük.

- Doğru duydun bebek. Zaten senin duyman için geldi o buraya. Onların yanında çişimi bile yapmayacağımı adı gibi biliyor. Fakat ben onun adını bilmiyorum. İyi mi?


İçim içimi yiyor, Mük bu konuda ne düşünüyor diye sorasım geliyor ama dilimi ısırıyorum sormamak için.

- Kızkardeşim geldi İstanbul'a. Sence onu nereye götürmeliyim? Diye soruyor bunun yerine.

- Senin kızkardeşin mi var mı? Diye soruyu geri gönderiyorum.

- Iyyy JC. Bu soruya soruyla cevap vermeler… Diyerek kalkıyor ve odadan çıkar gibi yapıyor.


O sırada dünyaya daha net bakabildiğimi fark ediyorum: Evet, herkesin bir derdi var.

Kiminki o akşamki orci, kimininki kız kardeşini nereye götüreceği, kimininki akşam iş çıkışı kime gideceği, kimininki akşam gidecek bir yerinin olmadığını herkeslerden gizleme isteği…


- Kim açtı şu Mark Knopfler'ı? (JC FM'de birisi What It Is için play'e bastı.)


Şu JC FM altyapısına, 'hangi şarkıyı kim çaldı' bilgisi eklemeyi o sırada akıl ediyorum.

Hiç yorum yok: