Şu mizah dergilerinden birini elime alıp inceliyorum toplantıda. Bir kreatif direktör, yanında bir sülük yazarı, onun yanında sülük yazarın partneri olan 'grafikeri' ve benim neden toplantıda bir mizah dergisi ile oynaştığımı merak eden serseri art direktör. Müşteri tarafını saymadan olmaz, AG sürtüğü, evlendiği için son aylarda çok heyecanlı göründüğünden şu anda kokain krizine girmiş gibi sıkıntılı görünen Miranda ve tek güzel görüntü: Estel. Neyse ki AG sürtüğünü art direktör ile kreatif direktör arasında bıraktım da, en fazla masa altından onlara hand-job yapıyordur. Böylece ben rahatım.
Mizah dergilerinini düşünüyorum. Kargacık burgacık yazıları okuyup kendine bir parça gülecek malzeme arayan okurlar için çıkartılıyor. Peki neredeyse her şey şekil şartlarını yerine getiriyor da bu karikatüristler bunu neden daha güzel görünen bir hale getirmiyor? Reklamcılık üzerine çıkartılan her yayında neredeyse bir 'görüntü kaygısı' varken, mizah dergilerinin bu kadar rahat ve saman kağıt üzerinde olmasını çözmeye odaklanıyorum şu anda. Reklamla mizah arasında bir ilişki yakalamaya çalışıyorum burada!
- Sen ne dersin JC? Diye biri sorduğu için düşüncelerimden kopuyorum.
- Neyle ilgili? Diye sorarak vakit kazanıyorum. Her toplantıda işe yarayan cümlelerimden hangisini seçsem diye düşünüyorum.
- Şu geçiş dönemi işleri ile ilgili. Diyor AG sürtüğü.
- Bunlar çok cafcaflı. Bence daha sade şeyler olması gerekir. Diyorum.
Art Direktor kılıklısı bozuluyor. E tabi, o kadar uğraşıp kendince sanat yapmış ve ben 'daha sade olmalı' diyorum. Bozulmaz mı. Üstelik iBey'den başka art direktörle anlaşabildiğim görülmemişken…
- Bu herif ne anlar ki, toplantıda mizah dergisi okuyor. Diye araya giriyor hergele. İşte, araştırma yapabileceğim bir adam.
Dergiyi ona uzatıp soruyorum:
- Sence bu görüntüler sade mi? Yoksa bunu herhangi bir insanın okumasını ya da bakmasını sağlayabilecek estetiğe sahip mi? Gülmek ya da eğlenmek gibi bir motivasyonun olmasa, buna bakar mısın?
- Ne ilgisi var? Diye soruyor.
Bir süre hiçbir şey demeden dergiyi onlara tutuyorum. Kargacık burgacık ve çok farklı tarzda karikatüristlerin çizim stilleri ile karışmış sayfaları onlara gösteriyorum.
- Buna bakan insanların bir motivasyonu var çünkü bu estetiksizlik yıllardır mizah olarak adlandırılmış. İstersen her yazıyı ters bas, insanlar beklentileri ile bunu okuyacaklar. Fakat senin şu ilanların 'ben art direktörüme ödül getireceğim, herkes okumasa da olur' havasından başka hiçbir şey söylemiyor bana. Eğlenmeyeceksem, neden okuyayım? Estetiği düzgün olduğu için, neden bakayım? Zira bundan çevrede yüzlercesini görebilirsin ayrıca onlarda 'kadın' var, buradaki kıllı herif kimin umrunda?
- Syktyrsyn bu herif. Zaten ne işe yaradığını çözebilmiş değilim bunun.
Polemiğe fazla girdiğimi hissederek kreatif direktöre dönüyorum:
- Strateji… diye cümleye başladığı anda sustuyorum adamı.
- Bunun ne olduğunu, yaşlı bir adam anlamadıkça… Ne anlamı var. Deyip kaçıyorum odadan.