10 Eylül 2009 Perşembe

Holışit

Ertesi gün ajansa gitmek benim için ölümcül bir deneyim olsa da, bu deneyleri seviyorum.
İK tarafına uğramadan, AG'nin grubu ile yapacağımız toplantı için kendimi toplantı salonuna atıyorum. İçeri girdiğimde ajansın yaşlıları sayılabilecek kadın kitlesinin (yaş ortalaması 35) birbiriyle bık bık yaptığını görüyorum.
- Günaydın hanımlar. Diye dalıyorum.

İçeri girerken duyduğum son cümle: 'Çocukların ne kadar acımasız olduğunu bilirsiniz' idi.

- Sırf çocuklar mı acımasız? Yetişkinlerin acımasızlığını gözden kaçırıyorsunuz galiba. Diyorum ama kimse benimle tartışmaya girmek istemiyor.

Tam o sırada içeriye benim için hala 'peydahlanan' takım elbiseli adamlar ve kadınlar dalıyor. AG'nin diğer gen kızları geliyor ve içerisi karışmaya başlıyor.
Büyük Patron ve Madam De Le Patronaj gelene kadar içeride konuşacak bir kişi bile bulamıyorum kendime. (Bu cümleye bakarak kimsenin benimle konuşmadığını çıkardıysanız kırılırım. Aaa hiç olur mu.)

Sanırım 'önemli' toplantılar yapılıyor bu sırada ajansta ve ben hiçbirini sitime takmıyorum.

Bu toplantıda dikkatimi çeken şey ise; takım elbiseli hatunlardan bir tanesinin, AJ'ye ilgi duyduğunu bu toplantıda fark etmem. Holışit.

Hiç yorum yok: