28 Ekim 2009 Çarşamba

creative director meselesi

Boyalı BB'ye bir ziyarette bulunayım diyorum. Hani haberlerdeki gibi 'çeşitli temaslarda bulunmak üzere üst kata çıkan JC...' cümlesi çınlıyor zihnimde. Elinde Starbucks bardakları ile yanımdan geçen kızlara selam veriyorum. Frappe alan kızlar eğer etek giymişlerse, muayyen günlerindedir diye düşünürüm hep. Bu düşünceye neden kapıldım bilmiyorum ama.

BB'ciğim asistanı ile brainstorming seansına girmiş. 'Rahatsız etmeyin' yazısının üzerine cebimden çıkarttığım 'sigara içilmez' sticker'ını yapıştırarak içeriye dalıyorum.

Sessiz bir adam olduğum için 'kapıda ne yazıyordu?' diye tepki göstermeden içeriye girmeme izin veriyorlar. Sonra kupalarındaki bitkisel çaylarına sarılıp, hep bir ağızdan 'Naber JC?' diye soruyorlar.

- İyidir kızlar, sizi sormalı. Yardıma ihtiyacınız var mı?
- Aslında var, diyor BB. Kreatif grup ile ilgili neler yapabiliriz, onu düşünüyorduk. Zira arkadaşlar son günlerde biraz rahatsız olduklarını dile getirdiler. Diye tamamlıyor cümlesini BB.
- Onlara güzel bir kreatif direktör bulman, çocukları biraz neşelendirebilir. Diyorum. Sonra ekliyorum: İstersen ben sana gidip şehrin en iyi kreatif direktörünü getirebilirim.

Boyalı BB, kendi arazisine girildiği için biraz rahatsız oluyor ama 'pozitif enerji' diye mırıldanarak bunu da atlatıyor.

Boyalı BB muhtemelen benim neden böyle tuhaf bir meslek dalında olduğumu düşünerek yüzüme bakıyor. Asistanı, Boyalı BB ile ikimizin arasında herhangi bir şey olduğuna dair bir sinyal yakalayabilir miyim acaba bakışları ile bize bakıyor.
İnsan Kaynakları, neyin yanlış gittiğini ondan bundan çok daha iyi bildiği halde, neden bunu düzeltmek için kendi arasında brainstorming yapar ki? Ben de bunu anlamaya çalışıyorum şu anda.

Öyle bir sahne işte.

Hiç yorum yok: